+18 Fıkralar

Kralın Karısı:D


Sarayın hizmetkarlarından biri yıllardır Kraliçeyi görür ve onun gögüslerine hayran olurmuş..
Artık bir saplantı halini almış Kraliçenin gögüslerine dokunmak.. Tüm cesaretini toplayıp harem ağasına açılmış..
- "Bana sultanın göğüslerini koklat. Ömur boyu biriktirdiğim bin altın senin" demiş.
Harem ağasının aklı yatmış bu karlı işe. Kenar mahallelerde tanıdığı bir simyaci - büyücü karışımı bir kadın varmış. Ona gidip bir losyon hazırlatmış ve bu losyonu, sultanın o gün banyodan sonra giyeceği
korseye iyice sürmüş.
Sultan çıplak tenine korseyi takınca, losyon etkisini hemen göstermiş. Göğüsleri yangın yeri gibi yanmaya başlamiş. Saray doktorları merhemlerle, ilaçlarla çare bulamamışlar.
Sultan acıdan, kaşıntıdan, yanmadan ölecek. Harem ağası ortaya çıkmış ve padişaha "Saray hizmetkarlarından kel Hamdi, derdinize derman olabilir. Onun salyası, herşeye iyi geliyor. Tek care, kel hamdinin dili.
Kralicemizi ancak o kurtarır, eğer siz izin verirseniz" demiş. Padişah çaresiz çağırmış hamdi'yi hareme. Kel hamdi bir saate yakın sultanla yalnız kalıp muradına ermiş.
Ne var ki söz verdiği halde 1000 altını harem ağasına vermeye yanaşmamış. "Bu olayı açıklarsan ikimizin de kellesi gider. Bunu göze
alamazsın. Hadi bakalım, çek arabanı" demiş, harem ağasına.
Çok kızmış harem ağası.. Öyle kızmış ki.. Ertesi gün aynı yakıcı losyonu padişahın, banyodan sonra giyeceği donuna iki kat sürmüş...



Dava:D


12 yaşındaki çocuk bir kadına tecavüz etmekten yargılanmaktadır. Tesadüf bu ya çocuğun avukatı da bir kadın. Kadın avukat mahkemede olayın imkansızlığını kanıtlamak için çocuğun pipisini çıkartıp mahkeme heyetine doğru sallar:
"Sayın hakim bu kadarcık pipiyle tecavüz edilir mi hiç? Akıl var nizam var!"
O sırada çocuk avukatın kulağına eğilir:
"Avukat hanım biraz daha sallarsanız davayı kaybedeceğiz



Kazan:D


Hoca emanet verdiği kazanı alır.
Komşusu; hoca kazanın doğurdu der.
Yanında ufak bir tencere verir.
Hoca bakar kazana;her tarafı eğri büyrü ezilmiş halde
Komşusuna der ki;
Tabi doğurur kazanın –mına koymuşsun.



Tikmişim:D

İkinci Dünya Savaşı sırasında ingiltere Başbakanı Churchill radyoda

konuşma yapmaya gidiyormuş. Radyoevinin kapısına gelince, bindiği
taksinin şoförüne sormuş:
- Beni yarım saat bekleyebilir misin?
Karanlıkta müşterisinin yüzünü seçemeyen şoför:
- Özür dilerim, sör, ama başbakanın konuşmasını dinleyeceğim.
Churchill yurttaşının bu ilgisinden pek hoşnut kalarak iki sterlin
uzatmış. Şoför parayı aldıktan sonra yerlere eğilerek selam vermiş:
tikmişim Churchill'i, sizi bekliyorum, efendim.

Haklısın Temel:D


Bir gün temel ile dursun geneleve giderler. Biraz dolaştıktan sonra sarışın bir kadın görürler ve ikiside çok beğenir. ilkönce girmek için biraz tartıştıktan sonra önce temel girer.
Aradan yarım saat geçer ve nihayet temel çıkar ve şöyle bir gerildikten sonra , dursun hemen sorar*;
- nasildi temel kadin iyimidur?
temel'de
- ehh benim karidan eyidur.
Bunun üzerine dursun'da içeri girer yarım saat kırkbeş dakika sonra dışarı çıkar ve oda şöyle bir gerilerek,
- ula temel, hakkaten senin karidan daha eyidur...



Zeki Sarışın:D


New York`tan Los Angeles`e giden ucakta cingoz bir avukat ile sarisin aptal gorunuslu bir hanim yanyana oturuyorlar. Avukat hem hanimla yakinlasmak hem de hosca vakit gecirmek icin bir oyun teklif ediyor. Kabul gorunce oyunu anlatiyor:
-Size bir soru soracagim, cevabi bilemezseniz bana 5 dolar vereceksiniz, sonra siz soracaksiniz bilemezsem ben size 50 dolar verecegim.
Ve ilk soruyu soruyor:
-Ay ile dunya arasindaki uzaklik ne kadardir?
Kadin tek soz soylemeden cantasindan 5 dolar cikarip adama uzatmis.
Soru sorma sirasi sarisina gelmis:
-Tepeye 3 ayakla tirmanip 4 ayakla asagi inen sey nedir?
Adam dakikalarca dusunmus... Yaniti bulamamis... Cuzdanindan 50 dolar cikarip kadina uzatmis. Kadin parayi kibarca alip cantasina koyarken avukat merakla sormus:
-Cevap ne?
Kadin tek kelime etmeden cantasini acmis ve 5 dolar cikarip adama uzatmis...
Doktor : Be kodumunun karısı madem bilmiyosun ne bok yemeye bana soruyorsun



Dondurmacı:D


Eski bir devirde ingiliz, Fransiz ve Turk arkadaslar haremin camindan iceriyi gozetlerken yakalanmislar. Olayi ogrenen Padisah cok sinirlenerek hepsinin meslegine gore hadim edilmesine karar vermis. ingilize meslegini sormuslar;
-Terziyim...
-Kesin makasla, Fransiza sormuslar;
-Oduncuyum...
-Kesin baltayla,
Bu sirada Turk gulmekten katiliyormus. Merakla sormuslar;
-Ya neden guluyorsun, biraz sonra hadim olacaksin...
-Ben dondurmaciyim, yalaya yalaya nasil bitireceksiniz onu merak ediyorum...



Şanssızlığın Böylesi:D


Adamın biri aşırı derecede Şanssızmış. Birgün uçağa binmiş ve tabi uçak arızalanmış. Herkes fazlalık eşyasını atmış. Yolculardan birinin de atlaması gerekiyormuş. Kura çekelim demişler. Bizimki hemen itiraz etmiş Olmaz Kura çekersek kesin bana cıkar demiş. Hadi canım Nerden biliyorsun 300 yolcu içinden belki de sana cıkmaz demişler. Adam hayır ben biliyorum demiş ama yine de kuraya engel olamamış. Gerçekten de kuradan adamın adı cıkmış. Tabi hemn itiraz etmiş ben demedim mi size diye. Yine kura çekelim belki bu sefer başkası cıkar demişler ve yine cekmişler ve tabi yine bizim şanssıza cıkmış kura. Adam ne yapsın son çare tamam "şu soruyu bilirseniz atlarım" demiş.
- "sor bakalım demişler"
-"Benim ve yanımdakinin taşakları toplamı kaç?"
-"Eee Onu bilmeyecek ne var 4 demişler"
Adam gülmüş ve açıp göstermiş. Sadce tek taşak varmış adamda
Yanındaki açmış bi bakmışlar herif 3 taşşaklı:D


AMA WAYNAT SEN..
Gece yorucu bir ask ve sevisme seansindan sonra, doktor, az otesinde uyuklayan hastasina bakarken, birden fena halde sucluluk duygusuna kapilmis.

Panikler gibi olunca, icini rahatlatmak icin kendi kendine soylenmeye baslamis..

"Sakin ol, Waynat, sakin ol.. O kadar da dert etme kendine..

Bu dunyada hastasi ile sevisen ilk ve tek doktor sen degilsin.. Pek cok doktor yapmistir bunu.."

Tam o sirada kalbinin derinliklerinden vicdaninin sesini duymus:

"Ama Waynat, sen veterinersin.."